Eşim ailesinin yanına, memlekete gitmişti. Ben de vaktimi evde ve işyerinde nete takılarak geçirmeye başladım. Yalnız olduğum için yemeklerimi lokantada yiyordum. Bazen de aynı apartmanda kaldığımız, bir komşu yaptığı yemeklerden gönderiyordu. Ben yemeği yiyip, bulaşıkları mutfak tezgâhında biriktiriyordum. Hanım gelince nasıl olsa yıkardı. Bir de bulaşıkla uğraşmak istemiyordum. Komşum, yemek getirdiğinde boş tabakları istedi. Ben de yıkayıp öyle vereyim dedim. Şimdiye kadar yıkamadığım için bana güldü ve gitti. Bunu hanımına da anlatmış. Benden 5–6 yaş büyüklerdi. Hanımı tesettürlü birisiydi. Ertesi gün öğle sırasıydı. Zil çaldı. Ben sabaha kadar nete takıldığım için yatıyordum. Uyku sersemliği ile üzerime doğru dürüst bir şey almadan kapıyı açtım. Bir de ne göreyim, komşumun hanımı. Yine her zamanki gibi tesettürlü.
Ben ise kıyafet bakımından uygunsuz bir durumdayım. Abla şey, hık, mık derken. O güldü ve içeri girdi. Doğru mutfağa gitti. Bulaşıkları gördü. Biraz bana kızdı. İnsan bu kadar ihmal falan olmaz gibi laflar etti ve yıkamak için kolları sığadı. Ben de ağzım bir karış açık onu seyre başladım. Şimdiye kadar doğru dürüst yüzünü bile görmemiştim. Şimdi ise, tesettürünü çıkarmış, kollarını sığamış, benim mutfağımda bulaşık yıkıyordu. Onu alıcı gözüyle süzmeye başladım. Çünkü bu işte garip bir şeyler vardı. Onun böyle ben evde yalnız iken gelmesi normal bir şey değildi. Bunu anlamayacak kadar saf değildim. Onu incelediğimde de esasında içim geçti. Dışarıya doğru çıkık kalçaları vardı. Elbisesi kalçalarından dolayı, arkadan yukarı doğru kalmıştı. Ayak bilekleri gözüküyordu. Teni beyazdı. Oraları öpmek geçti içimden.
Bir şeyler yapmalıydım, ama ne? Su içmek bahanesiyle arkasından geçtim. Zaten pijamamda çadır kurmuş olan sikim, geçerken poposunu hafifçe yokladı. Ses çıkarmadı. İkinci taarruzu yapmam lazımdı. Yine aynı şekilde geri geçtim. Bu sefer daha da bastırmıştım. Yine ses yok. Yaa abla dedim. Madem yardıma geldin. İçeriyi de toplamama yardım eder misin? Tabii. Dedi. Bulaşık işi bitince içeri geçip etrafı toparlamaya başladı. Ben de ona yardım etme bahanesiyle, bazen ellerine, bazen vücuduna dokunmaya başladım. Gülüşmeler başladı. Ben de dayanacak hal kalmamıştı. Birden sarıldım. O hengâmede yere yıkıldık. Yine gülmesi devam ediyordu. Eşarbını çekip aldım. Siyah saçları dağıldı. Bu çok hoşuma gitti. O da eliyle saçlarını biraz daha dağıttı. Bu beni çıldırtmaya yetmişti. Hemen dudaklarına yumuldum. O da karşılık verdi.
Demek ki asıl geliş amacı buymuş. Ben de yavaş yavaş onu soyarak, öpmeye başladım. Her açılan yerini öpüyordum. Oda iç çekiyordu. Göğüsleri orta büyüklükteydi. Uçları siyahtı. Öptükçe ağzımda zeytin tanesi kadar oldular. Tamamen soyduktan sonra bir süre seyrettim ve yine öpmeye başladım. Amacım biraz da amını yalayıp öpmekti. Ama o çabuk olmamı söyledi. Birazdan kocam işten gelir. Beni evde bulması lazım dedi. Zaten yeteri kadar ıslanmıştı. Ben de önümde domalmasını istedim. Kanepeden tutunarak domaldı. Kazık gibi olmuş sikimi amına bastırdım. Derin bir ooooooooooooohhhhhhhhhh çekti. Sonra kalçalarından tutarak, gidip gelmeye başladım. Poposuna şak şak diye vurdukça, göğüsleri sallanıyordu. Bir müddet böyle devam ettikten sonra, rahatça girdiğim amı, kasılmaya başladı. Bir eldiven gibi sıkıyordu. Çığlık atmaya başladı. Cinsel organlarımızın olduğu yer ıslanmaya başladı. Boşalırken erkekler gibi sıvı çıkarıyordu.
Ben de fzla dayanamadım ve menilerimi içine fışkırtmaya başladım. Sanki elimden kurtulacaktı. Nasıl çırpınmaya başladı. Hayret etmiştim. Bir kadının bu şekilde orgazmını ilk defa görüyordum. Durdum. Onun sakinleşmesini bekledim. Sikimi çıkaramıyordum. O kadar sıkmıştı. Sakinleştikçe amı gevşemeye başladı ve sikimi bıraktı. Ben de yavaşça çıktım içinden. İkimizde memnun kalmıştık. Eşin seni bana emanet etti. İhtiyaçlarını karşılamak da bana düşer dedi ve giyinmeye başladı. Bir daha ihtiyacın olduğunda tabakları yıka ve gönder dedi. Ben de tamam dedim. Ama dedim sana doyamadım yarın yine gel dedim. Seni azgın diyerek güldü. Gelirim dedi.