Sizlere baldızımın beni nasıl baştan çıkardığını anlatmak istiyorum. Buraya yazmaya başladığımda bile etkilenip boşalmaya başladım. Eşimle seks hayatımız mükemmele yakın, haftada 4 veya 5 kez sikişiriz. Benim bir de dul baldızım var. Hani baldızım diye söylemiyorum, ama boylarında, balık etli, kafam kadar iri göğüslere sahip, çok güzel bir kadındır. Karımla evlendiğimden beri kendisine resmen hastayım, beni deli ediyor. Ama bir türlü kendisine açılamıyordum. Evliliğimiz süresince baldızıma karşı sadece yanlışlıkla ve istemeden olmuş gibi dokunuşlardan, sürtünmelerden öteye gidemedim. Baldız bazen farkına varıyordu ama aldırış etmiyordu. Daha da ileriye gidemiyordum, açıkçası beni terslemesinden ve karıma söylemesinden korkuyordum.
Evliliğimizin ikinci senesinde karım hamile kaldı. Doğum yaklaşmaya başlamıştı, bizi de bir telaş almıştı. Benim annem babam İstanbul’da kalıyorlardı, yani uzaktı. Üstelik hepsi işinde gücünde. Karımın ailesi ise Ispartada oturuyordu, onları biraz daha yakın gördüğümüz için onlara söyledik, doğum sırasında benim kayınvalideye burada olması için ricada bulunduk, onlar da seve seve kabul ettiler. En sevindiğim yanıysa baldızım da geliyordu. Baldızımı görmeyeli aylar olmuştu, eve geldiğimde kapıyı baldız açınca sevincimden havaya uçacaktım. Baldız genelde çok içten davranırdı bana. Beni görünce, “Hoş geldin enişte!” deyip boynuma sarıldı. Kaçırırmıyım fırsatı, ben de sarıldım hemen beline! Vücutlarımız birleşmişti, biraz daha sarılsam kesin boşalırdım yani.
Sonra içeriye salona kaynanamla karımın yanına geçtik… Sohbet falan ederken bazen baldızla gözgöze geliyorduk. Galiba halen anlamamıştı, kendisine uzun uzun sarılmamı ve dudaklarına yakın öpücük kondurmamı. Sohbetti, çaydı, kahveydi derken vakit epey geç olmuştu. Zaten karım hamile olduğu için çok halsiz ve bitkindi, uyumak için iyi geceler dileyip odalarımıza geçtik. Ben baldızı kafamdan atamıyordum, ne yapsamda siksem diye düşünüp duruyordum. Ne olursa olsun, rezil olma pahasına da olsa, baldızın o göğüslerinin tadına mutlaka bakmam lazımdı.
Bu düşüncelerle uyumuşum… Sabah olunca erkenden uyandım, çünkü karımı hastaneye yatıracaktık. Yüzümü yıkamak için lavaboya gittim, baktım tuvalet meşguldü. Bekledim biraz, tuvaletten baldız çıktı. Saçları falan çok dağılmıştı, uyku sersemi yalpalayarak yürüyordu. Geceliğiyle lavaboda yüzünü yıkamaya başladı. Ben de tuvalete girmek için yürüdüm, alan çok dardı ve baldızın kalçasına sürtünmeden geçmemin imkanı yoktu. Zaten hiç kaçırmazdım bu tür fırsatları… “Baldız geçebilirmiyim?” dedim. “Geç enişte! Geçmeyip altına mı edeceksin?” dedi ve güldü. Ben de geçerken elimi baldızın beline attım ve kalçasına resmen yaslandım, “Gerçekten geçmemi istiyormusun baldız?” dedim. “Geç enişte geç, kendi malın gibi kullan, tuvaleti!” dedi.
Ben de, “Tabii kullanırım, benim tuvaletim değil mi?” dedim. Bu arada arkasında durmaya ve sürtünmeye devam ettim. Baldız döndü ve “Enişte ne yapıyorsun?” dedi. Ama bunu söylerken gözlerimin içine öyle bir baktı ki, ‘Sik beni enişte!’ der gibi. “Ne yapıyor gibi görünüyorum baldız? Geçmeye çalışıyorum, geçemiyorum!” dedim. Baldız da kalçasını biraz daha bana bastırarak, “Buradan da geçemezsen yuh sana enişte!” dedi. Baldızımın bu davranışı beni cesaretlendirmişti. Yılların verdiği o özlemle elimi muhteşem göğüslerine attım ve “Geçmek için burdan tutmam gerekiyor galiba!” deyip avuçladım göğüslerini. O sırada koridorun lambası yandı ve bırakmak zorunda kaldım. Gelen kaynanamdı. Baldız yüzünü yıkamaya devam etti, ben de tuvalete girdim.
Anlamıştım artık, sevgili baldızım da beni istiyordu. Tuvalette baldızın o muhteşem göğüslerini hayalleyerek bir posta 31 çekip boşaldım, çıktım sonra. Baktım kaynanam kahvaltıyı hazırlamış. Kahvaltı yaparken oldukça neşeliydim, çünkü oğlum dünyaya gelmek üzereydi. Baldız bana bakıp, “Enişte ne güzel, oğlun olacak, çok seviniyorsun eminim!” dedi. Ben de, “Eee erkek adamın erkek oğlu olur!” dedim, gülüştük. Sonra hazırlandık, hastane yoluna koyulduk… Taksi çağırmıştım. Bindik taksiye. Kaynanam öne oturdu. Karımı arkaya bindirdim. Tam diğer taraftan binmeye hazırlanmıştım ki, baldız, “Enişte ablamın yanına otur, ona moral ver, ben kenarda otururum!” dedi. Kör bir göz istedi, Tanrı verdi iki göz! Geçtim karımın yanına oturdum, baldız da benim yanıma oturdu. Ohh ne ala, bir yanımda karım, diğer tarafımda baldız. Yol bir hayli uzundu, karımla konuşuyordum, moral veriyordum, aynı zamanda bacağımı baldızın bacağına resmen yapıştırmıştım. Ben bastırdıkça baldız daha çok bastırıyordu. Elimi baldızın bacağına koydum, bu arada karımla sohbet ediyordum. Sırtım baldıza dönük, ama elim bacağındaydı.
Bir ara döndüm baldıza baktım, baldız da gülümseyerek bana bakıyordu. İçimden, ‘Bu iş tamam, bastır Arif!’ dedim, başladım baldızın bacağını okşamaya. Yavaş yavaş amına doğru ilerliyordum ve hiç bir tepki yoktu, bacaklarını aralaması dışında. Külotunun üzerinden amını okşamaya başladım, yine tepki vermeyince artık elimi külotun içine soktum. Resmen baldızın amını parmaklıyordum ve bu arada da karımla konuşmaya devam ediyordum. İki arada bir derede kaldım yani. En sonunda baldız bacaklarını sıkmaya başladı, anladım ki boşalıyordu artık. Az sonra parmaklarım vıcık vıcık ıslanmıştı. Sonra çektim elimi, baldıza baktım, yüzü kıpkırmızı olmuştu, ama halen gülümseyerek bakıyordu… Hastaneye geldik, karımın yatışını yaptım. Sadece bir refakatçi kabul ediliyormuş. Kaynanam karımın yanında kaldı. “Biz baldızla dışarıda dolaşır, arada sırada yanınıza gelir gideriz.” dedik ve ayrıldık.
Odadan çıkar çıkmaz baldız bana kızarak, “Enişte sen ne yaptığını sanıyorsun yaa!!” dedi. Ben de, “Ne yaptım ki baldız?” dedim. Gülerek, “Arabada mahvettin beni!” dedi. “Sen de beni o kadar kendine hasta etmeseydin baldız, gülü seven dikenine katlanacak!” dedim. “Enişte inanki mahvettin beni, bu yaşıma kadar hiç böyle heyecanlı boşalmamıştım, çok güzeldi!” dedi. “Sen dur, daha alasını yaşatacağım sana!” dedim. Etrafa baktım, hastanenin arka bahçesi tenha bir yerdi, az ileride de depoya benzeyen, eski baraka gibi bir yer vardı. Baldızın koluna girdim oraya doğru yürüdük. “Baldız bak, şu barakada tarihi eserler varmış!” dedim. Baldız şaşırarak, “Hastanede tarihi eserin ne işi var enişte?” dedi, güldü. “Gel göstereyim!” dedim. Barakaya girdik. Hemen tişörtünün üzerinden göğsüne ağzımı yapıştırdım. “Ne yapıyorsun enişte??” dedi. “Acıktım baldız, emzir beni!” dedim. “Yapma enişte, bir gelen falan olur, evde yapalım, daha rahat ederiz!” dedi. “Olmaz baldız, kaç senedir seni arzuluyorum, hayal ediyorum, seni düşünerek ablanı sikiyorum, acı bana lütfen, seni sikmek istiyorum!” dedim, belinden tutup vücudunu vücuduma, dudaklarımı dudaklarına yapıştırdım, öpüşmeye başladık. Öpüşürken baldız kendini tamamen teslim etmişti bana. Eteğini kaldırıp külodunu dizlerine kadar indirdim ve dudaklarımı amına yapıştırdım. Am dudaklarını bir bir emiyor, parmaklarımla ayırıp, dilimi içine sokuyordum. Baldız bağırmamak için elini ısırıyordu.
Yaladım yaladım, baldızımın ekşimsi am suları ağzıma akmaya başladı. Resmen amını ağzımda yoğuruyordum. Dayanamadı titremeye ve boşalmaya başladı. “Enişte mahvettin beni, dayanamıyorum sok artık sikini, sookkkkkk!” diye yalvarmaya başladı. “O kadar acele etme baldız!” dedim, açtım göğüslerini, başladım o muhteşem kahverengi uçları yalamaya. Baldız çıldırıyordu, “Yaaaaa hadiiii enişte, hadi sok sikini, sikini sok, soooookkkk şu sikini içime!” diye inliyordu. Ben de zaten zor tutuyordum kendimi. Hemen yatırdım baldızı kasaların üzerine, ayırdım bacaklarını ve var gücümle bastım amına. Var ya ‘Şloppp!’ diye birden girdi yarağım köküne kadar. Baldız deli oluyordu, “Bastır aşkım, bastır!” diye kıvranıyordu. Var gücümle amına basıyor, sonuna kadar girip çıkıyordum… Baldız yeniden titremeye sarsılmaya başladı. Ben de gelmek üzereydim. Son bir hamleyle, aynı anda boşalmaya başladık, ama nasıl boşalma. Baldız öyle bir boşalıyordu ki, bitmeyecek sandım. Belime doladığı bacaklarıyla neredeyse belimi kıracaktı. En sonunda emelime ulaşmış, baldızı sikmiştim. Hemen toparlanıp hastaneye geri döndük. Karımın sancıları başlamıştı. Doktorlar bizi çıkarıp karımı yoğun bakıma aldılar.
slm 05464339920