Adım Metin, 33 yaşındayım. Bir minibüsüm var ve İstanbul’da büyük bir kuruluşun servisini çekiyorum. Nalan Abla ise benim serviste. Sarıyer’de sabah ilk binen ve en son inen, 45 yaşında, hafif balık etinde, 1.65 boylarında, kumral bir bayan. Takriben bir senedir servis çekiyorum. Servise ilk o bindiğinden, hep ön tarafa, yani yanıma oturur, dizüstü eteği ile bacak manzarası hep içimi hoplatır. Her gün sohbet ede ede gidip geliyorduk, ancak son 4-5 aydır üzerinde bir dalgınlık, yüzünde bir hüzün vardı. Kendisiyle hep günlük olaylardan konuştuğumuzdan, özeline girmek istemiyordum.
Artık Haziran sonlarına gelmiştik. O akşam mesai çıkışında Nalan ablanın yüzü allak bullak servise bindiğinde, “Hayırdır abla, ne oldu? İş yerinde canını sıkan bir şey mi oldu?” diye sordum. “Yok Metin, eşimden boşanalı bir yıl oldu, oğlan benimle kalıyordu, geçen ay babamın yanına Antalya’ya gidiyorum deyip çıkıp gitti, ev şimdi bomboş geliyor, içimden eve girmek gelmiyor, canım yemek bile istemiyor, ne yapacağım bilmiyorum…” dedi. “Ya abla takma kafana diyeceğim, ama haklısın, kafaya takılmayacak gibi bir durum değil. Bak bu gün Cuma, eğer istersen bu akşam İstinye’de sana bir balık ekmek ısmarlarım, belki kafan dağılır, senin için de bir değişiklik olur?” dedim. “Sağol Metin, ama derdimle seni de boğmak istemem.” dedi. Ben ısrar edince, “Ehh tamam, olur!” dedi. Servis bitince İstinye’ye döndük, orada eski bir tekneyi Balık restoranı yapmışlar, çıktık balık söyledik. Garson, “Ne içersiniz?” dediğinde, ben bir duble Rakı söyledim. Nalan abla önce, “Ben almayayım.” dedi, ama ısrar edince bir duble de o aldı. Balık Rakı derken ikinci dubleler de bitti. Sohbet muhabbet derken 3. dubleler de bitince, baktım Nalan abla çakır olmuştu…
Biraz daha oturup kalktık. Nalan ablayı Sarıyer’e evine bırakacağım. Arabama bindik, her zamanki gibi yanıma oturdu. Ama ne oturuş, o çakır kafa ile zaten kısa olan etek adamakıllı sıyrıldı, bacaklarından baldırlarına kadar görünüyor. Bluzun düğmesi açık, o göğüs dekoltesi meydanda, üstü açık siyah südyen giymiş, neredeyse göğüs uçları görünüyor. Benim yarrak oldu mu kazık! Hiç konuşmadan apartmanlarının önüne geldik. Saat gece 12’yi geçmişti. Arabadan inerken bacak dekoltesi küloda kadar açıldığında, siyah dantelli külodu am dudaklarını kapatamıyordu. Apartmanın dış kapsını açmasına yardım ettim, zaten hafif yalpalıyordu. “Hadi seni merdivenden çıkartayım.” dedim ve koluna girdim. Çıplak kollarımız birbirine temas ediyordu ve parfümü beni iyice tahrik etmişti. Nalan abla da kendini bana adamakıllı yaslayınca, benim yarrak pantolonuma sığmaz olmuştu. Dairenin kapısını açtı, içeri girdik…
İlk konuşan Nalan abla oldu, “Geç içeri otur Metin, sana bir kahve yapayım.” dedi ve kapıyı kapattı. O an Nalan ablaya sarıldığım gibi dudaklarına yapıştım. Önce dudaklarını kaçırmak istedi, ama kollarım vücudunu çoktan sarmış, Nalan ablayı kendime çekmiştim ve vücutlarımız birbirine yapışmıştı. İyice sertleşmiş yarrağım Nalan ablanın hafif çıkık göbeğine baskı yaparken, Nalan ablanın boynunu öpmeye başlamıştım. Dudaklarımın boynuna o teması Nalan ablayı şehvet denizine sürüklemiş, bir anda dudaklarımız ve dillerimiz birbirini bulmuş, şehvet içinde koridorda yiyişmeye başlamıştık. Ellerimiz birbirimizin her yerini okşarken, kendimizi bir yatağın üzerinde bulduk. Bir anda soyunduk, sadece iç çamaşırlarımız kalmıştı. Nalan ablanın iri memelerini bir çırpıda südyeninden kurtardığımda, sağ elimle de külotunu aşağıya çekiyordum. Aynı anda Nalan abla da benim külodumu aşağı çekerek kazık gibi yarrağımı serbest bırakmıştı…
Nalan ablanın bacakları arasındayken aşağı kaydım ve amının dudaklarını emmeye başladım. Nalan abla titrek bir sesle, “Ye beni, bitir beni erkeğim!” diye inlerken, bir anda kendimizi 69 pozisyonunda bulduk ve Nalan ablanın ateş gibi dudaklarını yarrağımın başında hissettim. Nalan abla Ahlaya Ohhlaya yarrağımı yalarken, ben de dilimi amının derinliklerine sokup, amını dilimle sikmeye başlayınca, Nalan abla bacaklarını kasıp, amını yüzüme bastırıyordu. Çok geçmeden derin ve titrek bir sesle, böğürür gibi inleyerek sarsılmaya başladı. Amından sular geliyordu. Anladım ki Nalan abla orgazm oldu, boşalıyordu. Tertemiz amının dudakları nasıl şişmiş kızarmıştı. Boşalması bitince, “Sok artık, sokkkk şunu!” diye inlemeye başladı. Hemen döndüm, bacak arasında yerimi alıp, yarrağımın zonklayan başını Nalan ablanın am dudakları arasına bir iki sürtüp yüklendim. 45 yaşındaki dul Nalan ablanın bir yıldır sikilmemiş amı o kadar daracıktı ki, zorlanarak girdim…
Taşaklarım Nalan ablanın kasıklarına yapıştığında, inceden, “Aağıhhh!” diye bağırdı. Ama yavaş yavaş git gel yapmaya başladığımda, her girişimde Ohhhh çekiyordu. “Artık seni bırakmam Metin, benim kocam sensin, sok, daha hızlı sok, bitir beni, ohhhh, daha hızlı!” dediğinde birden hızlandım. Ben sert sert dibine vurdukça Nalan ablanın Ohhları daha yüksek çıkıyordu. Bir ara domaltıp amına arkadan seri bir şekilde pompalamaya başladığımda, Nalan abla, “Dağıt beni kocacığım, parçala beni Metinimmm!” diye böğürüyordu. Beş on dakika pompaladıktan sonra, Nalan abla birden kendini bana doğru yaslayıp kasılarak sikimi amında sıkıştırdı. Yeniden boşalıyordu. “Ben de geliyoruumm!” dediğimde, “İçime boşal! İçime fışkır hissedeyimmmmm! İçime patlaaaa!” derdemez ben deli gibi fışkırmaya, boşalmaya başladım. Boşalmam bitmişti ama sikimin daha sertliği geçmemişti. Hızla git gel yapmaya devam ettim. Döllerimden vıcık vıcık olan amında sikim yanıyordu. Dizlerimin bağı çözülmüş gibi hissedince üzerine yığılıp kaldım. İkimiz de bitmiştik, öylece birbirimize sarılıp bir müddet yattık dinlendik.
O gece Nalan ablayı 2 kere daha becerdim, artık gün aşırı sikişiyoruz.